Türkiye oldukça önemli bir coğrafi
konuma sahiptir bu nedenle birçok açıdan cazibe yeri olarak kabul edilebilir. Ülkemiz iki kıtayı birbirine bağlayan,
etrafı denizlerle çevrili,
dört mevsimi yaşayan
bir ülkedir ayrıca birçok
canlı çeşidine ev sahipliği yapmaktadır ama bazı canlı türlerinin arasında
istilacı türlerde bulunmaktadır. Bu
canlı türlerinin kökeni Türkiye olmamasına rağmen çeşitli yollar ile Türkiye sularına veya Türkiye topraklarına giriş
yapmıştır ve buradaki canlı yaşam alanlarını ve aynı zamanda Türkiye’nin sosyoekonomik durumunu olumsuz
etkileyebilmektedirler.
İstilacı türlerin son zamanlarda gündem olmasının sebebi küreselleşmeye bağlı olarak canlı
hareketliliğinin artmasıdır.
İsteğe bağlı veya bağlı olmayan nedenlerle canlılar belli bölgelere
göç etmektedir ve buna neden
olan canlı hareketliliğinin başlıca sebepleri: Kanallar, büyük ticari gemiler, balıklandırma çalışmaları, rüzgâr ve su
akıntılarıdır. Canlılar kendi yaşam alanlarının dışına taşınarak Türkiye
faunasına giriş yaptıklarında bulunduğu alandaki balıkları, balık yumurtasını ve larvaları tüketerek yaşamlarına devam etmektedir bu
nedenle bulunduğu çevrede yüksek bir rekabete neden olmaktadır ve bu rekabet yerel canlı türlerini olumsuz olarak
etkilemektedir. Dünya üzerinde bulunan en tehlikeli 14 istilacı tür Türkiye
sınırları içerisinde yaşamına
devam etmektedir.
Bu istilacı türlerin
isimleri: Sivrisinek balığı (Gambusia holbrooki), Taraklı Denizanası, Kaykay (Mnemiopsis leidyi),
Deniz Salyongozu (Rapana
venosa), İsrail sazanı veya Gümüşi havuz balığı (Carassius gibelio),
Zebra Midye (Dreissena polymorpha), Su sümbülü
(Eichornia crassipes), Katil yosun (Caulerpa
taxifolia), Gökkuşağı alabalığı
(Oncorhyncihus mykiss), Kahverengi Havuz balığı (Carassius carassius), Mozambik tilapyası
(Oreochromis mossambicus), Su maymunu (Myocastor coypus), Singapur kaplumbağası (Trachemysscripta elegans), Sıçan
(Rattus rattus) ve Karabalık (Clarias gariepinus)
tır.
|
İstilacı Tür İsmi |
Doğal Alanı |
Etkisi |
Geliş yolu |
1 |
Sivrisinek balığı
(Gambusia holbrooki) |
Amerika |
Olumsuz |
Fransızlar tarafından Sivrisinek ve Sıtma hastalığıyla mücadele için 1930’lu
yıllarda Türkiye genelinde aşılama yapılmıştır. |
2 |
Taraklı Medüz
(Mnemiopsis leidyi) |
Kuzey ve Güney
Amerika Atlantik Sahili |
Olumsuz |
Gemiler vasıtasıyla taşınmıştır. |
3 |
Deniz Salyangozu (Rapana venosa) |
Japon denizi, Çin denizi ve sarı deniz |
Olumsuz |
Gemiler vasıtasıyla taşınmıştır. |
4 |
İsrail Sazanı
(Carassius gibelio) |
Asya |
Olumsuz |
Balıklandırma çalışmaları için Türkiye’ye getirilmiştir. |
5 |
Zebra Midye
(Dreissena polymorpha) |
Hazar
denizi ve Karadeniz |
Olumsuz |
Gemiler vasıtasıyla taşınmıştır. |
6 |
Su sümbülü
(Eichornia crassipes) |
Tropikal Güney
Amerika |
Olumsuz |
Doğal
sebepler ile taşınması gerçekleşmiş ve nehir üzerinden Türkiye sınırlarına giriş yapmıştır. |
7 |
Katil yosun
(Caulerpa taxifolia) |
Hint
Okyanusu |
Olumsuz |
Süveyş Kanalı vasıtasıyla ülkemizin sularına giriş yapmıştır. |
8 |
Gökkuşağı
alabalığı (oncorhycihus mykiss) |
Kuzey Amerika |
Olumsuz |
Yumurtaları
yedi göller milli parkına getirilmiş ve üretimi yapılmıştır
ama Türkiye genelinde yayılım göstermiştir |
9 |
Kahverengi Havuz balığı (Carassius carassius) |
Orta Asya, Çin ve Japonya |
Olumsuz |
Balıklandırma çalışmaları için getirilmiştir. |
10 |
Mozambik tilapyası (Oreochromis mossambicus) |
Güneydoğu Afrika |
Olumsuz |
Balıklandırma çalışmaları için getirilmiştir. |
11 |
Su maymunu (Myocastor coypus) |
Güney Amerika |
Olumsuz |
Nehirler üzerinden giriş yapmıştır. |
12 |
Singapur
kaplumbağası (Trachemysscripta elegans) |
Kuzey Amerika, Florida ve Meksika |
Olumsuz |
Akvaryumculuk |
13 |
Sıçan (Rattus
rattus) |
Hindistan |
Olumsuz |
Gemiler vasıtasıyla taşınmıştır. |
14 |
Karabalık (Clarias gariepinus) |
Afrika |
Olumsuz |
Akuakültür |
Türkiye genelinde istilacı türlerin kontrol altına alınabilmesi için bazı çalışmalar yapılabilir. Bunları maddeler halinde özetleyecek olursak;
· Akvaryumculuk için getirilen türleri kontrol altına alarak
· Gemilerde ve Küçük teknelerde meydana gelen fouling kirlenme sonucu oluşan fouling organizmaları elektroliz vasıtasıyla azaltarak.
· Restorasyon ve rehabilitasyonlarda yerel türleri kullanarak.
·
Dalış ve balıkçılık gibi alanlarda ekipmanları temiz tutarak.
·
Akuakültürler çalışmalarını kontrol
altına almaya çalışarak.
Bu
maddeler sınırlarımız içerisinde bulunan istilacı tür akışını belli bir ölçüde
azaltabilir. İlerleyen zamanlarda istilacı
tür akışının bir başka tehlikesi
ise Süveyş kanalı olmuştur. Süveyş kanalının genişletilmesi ülkemize aslan balığı ve balon balığı gibi türlerin uğrak yeri olmasına
sebebiyet vermektedir. Bu
canlılar zehirli olmasıyla birlikte Türkiye’de balıkçılık ve yaz turizmi gibi
alanları da etkilemektedir. İstilacı
türlerin Türkiye’yi seçmesindeki en önemli nedenleri
Türkiye’nin coğrafi konumu, Türkiye’nin istilacı türler için
uygun ekolojik koşulları barındırması
ve Türkiye’nin istilacı türler için uyguladığı yetersiz
karantina koşullarıdır. Bunlar nedeniyle istilacı
türler Türkiye’yi yaşayabilecekleri en iyi konumlardan biri
olarak görmektedir. İstilacı türlerin bulundukları alanda bu kadar baskın olmasının nedenleri yüksek
büyüme hızına sahip olması, üreme kapasitelerinin yüksek olması, çevreye adapte olma süreçleri çok hızlı olması ve
taşındıkları bölgeye yüksek oranda dağılma ve kullanma
özelliklerinin olması.
İstilacı türlerin
en çok zarar verdikleri
alanları maddeleştirecek olursak.
Bunlar;
·
İnsan sağlığı
ve sosyal yaşamı büyük ölçüde etkileyebilir.
·
Tarımcılık, ormancılık ve balıkçılık gibi alanlar için tehlike olabilir.
·
Biyolojik çeşitliliği ve bulundukları
alanlardaki ekosisteme zarar verebilir.
·
Ülke ekonomisine zarar oluşturabilir.
Dünyada istilacı
türlerin verdiği zarar 1,4 trilyon
dolar civarındadır ve bu parasal
tutar dünya ekonomisinin yaklaşık %5’ine tekabül
etmektedir ve Avrupa ülkeleri ise istilacı türlere karşı yaklaşık 12 milyar Avro civarında bir parasal bütçe
ayırmıştır ve bu rakam her geçen yıl devamlı olarak yükselişte olduğu görülmektedir. Türkiye
açısından görecek olursak
eğer gerekli önlemler
üst seviyelerde alınmazsa 21. Yüzyılın ortaları gibi
Akdeniz bölgesinde bulunan yerel türlerin sayısı istilacı tür sayısının altına düşebileceğini göstermektedir ve bu
durum balıkçılık faaliyetlerini büyük ölçüde etkileyebilir. İstilacı türler işgal ettiği bölgelerde
yüksek yayılım gösterirse bu türlerin temizlenmesi oldukça yüksek bir maliyete sebebiyet verir bu nedenle
erken teşhis bu tür zararların artışını büyük ölçüde engeller ve ülkemizin yerel canlı türlerinin korunmasını sağlayabilir.
Referans
· Türkiye’deki En Tehlikeli İSTİLACI YABANCI TÜRLER ve Türkiye’deki Zehirli Denizel Yabancı Türler, Dr. İrfan Uysal, Bülent BOZ, Eylül 2018, 2. Basım.
·
Fouling (kirlenme) nedir, ygzengineering.com,
·
İstilacı Yabancı Türler ve İstila
Süreçleri, Hüseyin Önen, Ocak 2015
Yorumlar
Yorum Gönder